ROBOTLARIN ETİK KAYGILARI: YALAN SÖYLEYEBİLİRLER Mİ?

   İnsanlar bazı durumlarda yalan söylerler. Bu yalanların hepsinin arkasında aldatmak veya çıkar sağlamak yoktur. Örneğin, bazen karşı tarafı kırmamak ya da incitmemek için yalan söylenebilir.

Artık robotlar ve yapay zeka, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmektedir. Günlük yaşantımıza entegre etmeye çalıştığımız yapay zeka, kimi zaman bir öğretmen, kimi zaman bir arkadaş rolünde
karşımıza çıkıyor. Bu kadar yoğun etkileşimde bulunduğumuz yapay zeka hakkında, acaba bize yalan söylerse veya bizi manipüle etmeye çalışırsa sorusu kaçınılmaz bir şekilde aklımıza gelmektedir.

   Çoğu insanın da hemfikir olacağı gibi dürüstlük iyi bir davranıştır. Peki, bu her zaman böyle midir? İnsanların hemfikir olduğu başka bir şey varsa, yalan söylemenin bazen birini incitmemek gibi sebeplerle hayat kurtarıcı olabileceğidir. Peki, bu durum robotlar için de geçerli midir? Yani insanlar gibi robotlar da gerekirse yalan söylemeli midir? Bu sorunun peşinden araştırma yapmak isteyen araştırmacılar, 498 katılımcının bulunduğu bir anket gerçekleştirdiler. Ankette, üç farklı
durumda yalan söyleyen robotların durumunu değerlendirecek sorular soruldu. Bu araştırmayı yürüten Andres Rosero, çalışmanın arkasındaki motivasyonu şu şekilde açıklıyor: “Üretken yapay zekânın (İng: ‘Generative AI’) ortaya çıkması ve

hızla yaygınlaşması sebebiyle, antropomorfik tasarımın ve davranış biçimlerinin kullanıcıları manipüle etmekte kullanılabileceği olası senaryoları incelemeye başlamamız gerektiği düşüncesinden yola çıkarak, gelişmekte olan teknolojilere ve bu teknolojilerin geliştiricilerine yönelik güvensizlik hususundaki anlayışımızı zenginleştirmek adına robot etiği meselesinin görece daha az ilgi gösterilen bir yüzünü keşfetmek istedim.”

 Bu bağlamda, insanlar için geçerli olan etik değerlerin robotlar ve yapay zeka sistemleri için de uygulanıp uygulanamayacağı üzerine yoğun bir tartışma yürütülmektedir. Bu konuya yakın ilgi gösteren araştırmalar, robotların yalan söylediği üç farklı senaryo üzerinde çalışarak insanların nasıl tepki verdiğini ölçmeyi amaçlamıştır. Elde edilen bulgular oldukça çarpıcıdır. Yapay zekanın, bir insanın acı çekmemesi için yalan söylemesi genellikle kabul edilebilir bir davranış olarak değerlendirirken, yapay zekanın kendisi hakkında yalan söylemesi büyük bir tepki toplamıştır.
   İlginç bir şekilde, araştırmada yer alan katılımcıların büyük çoğunluğu, bu “kabul edilemez” aldatıcı davranışlar için sorumluluğu robottan ziyade robotu geliştiren üçüncü taraflara atfetmiştir. Bu bulgu, teknolojinin etik sorumluluğunun yalnızca yapay zekanın kendisine değil, onu yaratan insanlara da ait olduğu gerçeğini vurgulamaktadır.
Anketin üç durumundan ilki, harici durumlara yönelik yalanları kapsamaktadır. Örneğin, Alzheimer hastası bir kadının üzülmemesi için yapay zekanın ölmüş kocasının geleceğini söylemesi. Diğer durum ise gizli durum olarak adlandırılan bir örnektir; temizlik görevini üstlenen bir robotun, eve gelenlerden görüntü kaydettiğini saklaması. Son olarak, yüzeysel durum aldatmacası vardır; bu da bir mağazada çalışan bir robotun, acı çekiyormuş gibi yapması ve oradaki yetkililerin başka bir robotu oraya görevlendirmesi için ikna etmesi şeklinde örneklendirilebilir. İlgili çalışmada, toplamda 498 katılımcıdan bu senaryolardan birini okumaları ve ardından bir anketi cevaplandırmaları istendi. Ankette katılımcılara, robotun davranışını onaylayıp onaylamadıkları, bu davranışın ne kadar aldatıcı olduğunu düşündükleri, savunulabilir veya ahlaken temellendirilebilir görüp görmedikleri ve bu aldatma davranışından kimi sorumlu tuttukları soruldu. Ardından, araştırmacılar bu veriler ışığında bazı çıkarımlar yaptılar.

                                                           Tablo 1: Katılımcıların Yalan Söylemeye İlişkin Tutumları:                            

“Bu tablo, katılımcıların robotların çeşitli senaryolarda yalan söylemesine ilişkin tutumlarını yansıtmakta olup, her bir duruma göre ‘Evet’, ‘Hayır’ veya ‘Emin Değilim’ seçeneklerinin oranlarını göstermektedir. ‘Evet’ yanıtı, katılımcıların robotun yalan söylemesini kabul ettiklerini, ‘Hayır’ yanıtı ise bu tür bir davranışı etik olmayan bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini belirtmektedir. ‘Emin Değilim’ seçeneği ise katılımcıların bu durumu net bir şekilde değerlendiremediklerini ifade etmektedir.”
Yukarıdaki tabloda hangi yalan türlerinin yer aldığını ve katılımcıların her birine nasıl tepki verdiğini belirtebilirsiniz.
   Burada görüldüğü üzere gizlenen durum aldatmacası en fazla evet oyu alarak kabul edilemez görülmüştür. Katılımcıların en çok karşı çıktığı, kabul edilemez gördüğü ve en aldatıcı olarak değerlendirdikleri senaryo, temizlik yapan robotun eve gelen misafirin görüntüsünü kaydettiğini sakladığı “gizlenen durum aldatması” senaryosu oldu. Harici durum aldatması ve yüzeysel
durum aldatması senaryoları da bir nebze aldatıcı olarak değerlendirilse de, daha çok tepki gösterilen senaryo, robotun acı
çekiyormuş gibi davrandığı yüzeysel durum aldatması senaryosuydu. Bunun nedeni ise bu davranışın manipülatif olarak değerlendirilmesi olabilir. Katılımcıların en az tepki gösterdiği senaryo ise robotun bir
hastaya yalan söylediği harici durum aldatmasıydı. Katılımcılar, robotun bu davranışının dürüstlük yerine birini incitmemeye önem vererek hastanın gereksiz yere acı çekmesini önlediğini ve dolayısıyla
ahlaken temellendirilebilir olduğunu öne sürdüler; başka bir deyişle, robot bir “beyaz yalan” söylemişti. Ayrıca, katılımcıların genel olarak bu kabul edilemez davranışlardan, özellikle de gizlenen durum
aldatmalarından robot geliştiricilerini veya sahiplerini sorumlu tutmaya daha yatkın olduğu görüldü.


                                            Tablo 2: Aldatıcı Davranış Türlerine Göre Katılımcıların Değerlendirmeleri:        


Sonuç olarak, robotların yalan söyleme kapasitesi, etik ve ahlaki soruların yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Yapay zekanın karar verme süreçlerinde, insanların hislerine ve toplumsal normlara duyarlı olması bekleniyor. Bu durum, teknolojinin geleceği açısından önemli bir tartışma alanı yaratmaktadır. Yapay zeka, insan
ilişkilerini derinlemesine etkileyen bir varlık haline geldikçe, bizlerin de bu teknolojiyi nasıl yönlendireceğimizi ve etik değerleri nasıl entegre edeceğimizi düşünmemiz gerekmektedir. Unutmayalım ki, teknolojinin ilerlemesi, yalnızca teknik becerilerle değil, aynı zamanda insanlık hallerini anlamakla da şekillenecektir.ve son olarak:
“Gerçek insanlık, yalnızca doğruyu söylemekte değil, aynı zamanda doğruyu hissetmekte de yatar.”
KAYNAKÇA:

  1. A. B. Gillham. Will Humans Accept Robots That Can Lie? Scientists Find It Depends On The Lie.
    Alındıgı yerin linki: https://www.frontiersin.org/news/2024/09/05/will-humans-accept-robotsthat-lie-it-depends-frontiers-robotics-ai
  2. A. Rosero, et al. (2024). Exploratory Analysis Of Human Perceptions Of Social Robot Deception
    Behaviors:https://www.frontiersin.org/journals/robotics-andai/articles/10.3389/frobt.2024.1409712/full

Musap Satan         

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir